Kadir Gecesi
Kur'ân-ı Kerim'in inmeye başladığı Ramazan ayı'nın yirmi yedinci gecesi. İslâm'da en kutsal ve
faziletli gece Kadir gecesidir. Kadir gecesi, içerisinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan
daha hayırlıdır. Kur'ân-ı Kerim de bu gecenin faziletini belirten müstakil bir sûre vardır. Bu
sûrede yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
"Doğrusu biz Kur'ân'ı Kadir gecesinde indirmişizdir. Kadir
geceşinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan
hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece,
tanyerinin ağarmasına kadar bir esenliktir. " (Kadir sûresi, 97/ 1-5)
Bu sûrenin inişi hakkında değişik rivâyetler vardır.
Bunlardan biri şöyledir:
Bir kere Rasûlüllah (s.a.s) Ashab-ı Kirâma İsrailoğullarından
birinin, silahını kuşanarak Allah yolunda bin
sene cihad ettiğini bildirmişti. Ashabın buna hayret
etmeleri üzerine Cenabı Hak bu Kadir
sûresini indirmiştir (Tecrîd-Sarîh Tercemesi, VI, 313).
Bu geceye Kadir gecesi denilmesi şeref ve kıymetinden dolayıdır.
Çünkü:
a) Kur'ân-ı Kerim bu gecede
inmeye başlamıştır.
b) Bu gecedeki ibadet,
içerisinde Kadir gecesi bulunmayan bin
ayda yapılan ibadetten daha faziletlidir.
c) Gelecek bir seneye kadar cereyan
edecek olan her türlü hadiseler Allah Teâlâ'nın ezelî kaza
ve takdiri ile ilgili meleklere bu
gece bildirilir (Tecrîdi Sarih Tercemesi, VI, 312).
d) Bu gecede yeryüzüne Cebrail ve
çok sayıda melek iner.
e) Bu gece tanyerinin ağarmasına kadar esenliktir, her türlü
kötülükten uzaktır. Yeryüzüne inen melekler uğradıkları her mü'mine
selam verirler.
Kadir geceşinin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber
genellikle Ramazan'ın yirmi yedinci gecesinde olduğu tercih edilmiştir. Hz. Peygamber
(s.a.s) bunun kesinlikle hangi gece olduğunu belirtmemiş, ancak; "Siz Kadir gecesini
Ramazan'ın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız" (Buhârî,
Leyletü'l-Kadir, 3; Müslim, Sıyam, 216) buyurmuştur.
Zir b. Hubeyş diyor ki, Übey b. Ka'b'a sordum: Kardeşin Abdullah b.
Mes'ud: "Yıl boyunca ibadet eden Kadir
gecesine isabet eder" diyor, dedim.
Übey b. Ka'b dedi ki: "Allah İbn Mes'ud'a
rahmet eylesin. O, insanların Kadir gecesine
güvenmemelerini istemiştir. Yoksa Kadir
geceşinin, Ramazanda, Ramazanın da son on günü
içerisinde yirmi yedinci gecesinde
olduğunu biliyordu" dedi.
"- Bunu neye dayanarak
söylüyorsun, Ey Ebü'l-Münzir
(Übey b. Ka'b'ın lakabı)" dedim. Übey;
"- Ben bunu
Rasûlüllah (s.a.s)'in bize
haber vermiş olduğu alametle söylüyorum ki, o da, "o gün güneş
şuasız olarak doğar"
dedi (Müslim, Sıyam, 220).
İslâm kaynaklarında belirtildiğine göre
Allah Teâlâ bir takım hikmetlere dayanarak Kadir gecesini ve onun dışında daha bazı şeyleri de
gizli tutmuştur. Bunlar:
Cuma günü içerisinde duanın kabul olacağı saat; beş vakit
içerisinde Salât-ı vusta; ilâhî isimler içerisinde İsm-i Azam; bütün taatlar ve ibadetler
içerisinde rızay-ı ilâhî; zaman içerisinde kıyamet ve hayat içerisinde ölümdür. Bunların
gizli tutulmasından maksat mü'minlerin uyanık, dikkatli ve devamlı Allah'a ibadet ve taat
içerisinde olmalar]. sağlamaktır. Mü'minler bu geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli, ibadet
ve taatle değerlendirmelidir. Ebû Hüreyre (r.a)'ın rivâyet etmiş olduğu hadis-i şerifte
Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
"Kim Kadir gecesini, faziletine
inanarak ve alacağı sevabı
Allah'tan bekleyerek ibadet ve taatla geçirirse geçmiş
günahları bağışlanır" (Buhârî, Kadir, 1).
Kadir gecesinde neler yapılabilir:
Kadir gecesini, namaz kılarak, Kur'ân-ı
Kerim okuyarak, tevbe, istiğfâr
ederek ve dua yaparak değerlendirmeli.
Üzerinde namaz borcu olanların nafile
namazı kılmadan önce hiç değilse beş vakit kaza namazı kılmaları
daha faziletlidir. Kazası yoksa nafile kılar.
Süfyan-ı Sevrî: "Kadir gecesi dua ve istiğfar
etmek namazdan sevimlidir. Kur'ân okuyup sonra dua etmek daha güzeldir." (Tecrid-i Sarih
Tercemesi, VI, 313) demiştir.
Hz. Aişe validemiz demiştir ki; Rasûlüllah (s.a.s)'e:
"- Ey Allah'ın Rasûlü! Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?" diye sordum. Rasûlüllah (s.a.s):
"- Allahümme inneke afüvvün tühıbbü'l-afve fa'fu annî:
Allah'ım sen çok affedicisin, affi seversin, beni affet." diye dua et, buyurdu (Tecrîd-i Sarih
Tercemesi, VI, 314).
Bu gecenin öyle bir anı vardır ki o anda yapılan ibadet ve
dualar mutlaka makbul olur. Bu önemli anı yakalamak için gecenin bütününü tevbe ve
istiğfar ile geçirmek gerekir. Bu da kişinin imanını tazeler. Gecenin bütününü ibadetle
geçiremeyenler en azından teravihten sonra bir miktar oturup dua etmelidirler.
İslam Fıkıh Ansiklopedisi